HOŞ GELDİNİZ
Hızlı ve güvenli alışverişe giriş yapın!
HENÜZ ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?
Kolayca üye olabilirsiniz.

Kuyumdaki Başlıca Meslek ve Zanaatlar

28-10-2021 17:46
Kuyumdaki Başlıca Meslek ve Zanaatlar

En eski seri maden şekillendirme yöntemlerindendir. İlk uygulamalar MÖ.2600'de Mezopotamya'da başlamıştır. Temel olarak, eriyik haldeki madenin ısıya dayanıklı bir kabın şekline göre katılaşmasını sağlayarak işlenmesi sürecidir. 20. yy'da ise gelişmiş gereç ve malzemeler, üretime büyük ölçüde kolaylık ve hız kazandırmıştır. Döküm tekniğinde asıl model önemlidir, hazırda var olan yada yeni bir biçimin çok sayıda üretilmesinde kullanılır. Ana model, bakır, nikel, çinko veya gümüş alaşımından yapılır. Ana kalıp kendisini tamamen kapatacak şekilde levha kauçuklarla sabitlenir ve ısıtılarak preslenir. Kauçuk, soğuduktan sonra ortasındaki ana modele zarar vermeyecek şekilde kesilerek ikiye ayrılır ve metal ana model çıkartılır. Kauçuk kalıbın iç yüzeyi ana modelin biçimini aldığından, kalıp içine balmumu enjekte edilerek istenilen sayıda model elde edilebilir.

Hammaddeyi mamule çeviren usta olarak tanımlanır. Meslek jargonunda ustanın sadeci olarak tabir edildiği de bilinmektedir. Sadekarın tezgahında maden, hiçbir ısıl işlem görmeden, sadece mekanik işlemlerle biçimlendirilir ve herhangi bir mekanik seri üretim tekniği kullanılmaz. Sadekar diğer uzmanlık dallarının tamamını bilir, yapılacak işlemleri bu bilgisiyle üretim akışı içinde yönlendirir.

MIHLAYICI

Madenden elde edilen ürünün tasarımı doğrultusunda değerli veya yarı değerli taşın maden üzerinde taş için ayrılan boşluklara yerleştirilmesi işlemidir. İşlem üç farklı şekilde olabilir, kasalama, sıkıştırma ve mıhlama. Mücevherin süslenmesi aynı anda iki amaca hizmet etmektedir. Taşı sıkıca sabitleyip madenden ayrılmasını önlemek ve taşın ışığını, rengini ve canlılığını azami şekilde pekiştirmek. Taş biçimi, cinsi, rengi gibi ölçütlerle birlikte mücevherin tasarımına göre farklı yöntemler kullanılarak madene yerleştirilebilir. Evrim geçiren bir işlem türüdür, ustasına göre özelleşebilir. Mıhlama ustasına mıhlayıcı denir. Mıhlama türleri değerli taşın türüne göre alaturka ve alafranga olmak üzere ikiye ayrılır. Alaturka mıhlama sadece elmas için kullanılan elmas işidir.

CİLACI

Cila bir metal aşındırma yöntemidir. Ürünün kullanıma, satışa, teşhire hazır hale getirilmesi sürecinde yüzey bitirme işlemlerinden sonuncusudur. Genellikle zımparadan sonra, perdah tozu cilalayıcı bileşenleriyle dolu fırça ya da döner tekerler kullanılarak metale parlaklığın kazandırıldığı bitirme aşamasıdır. Düz, kusursuz bir yüzey, direkt ışığı eşit oranda ve etkin olarak yansıtacaktır, böylece yüzey çok yantısıcı olacaktır. Bu işleme parlak cila adı verilmektedir. Cila işlemi, fırçalama vb. mekanik aşındırma yöntemleriyle yapılabildiği gibi, günümüzde kimyasal, ultrasonik, elektrolitik yöntemlerle de yapılmaktadır.

KALEMKAR

Madeni levha üzerine çelik kalem darbeleriyle hazırlanan her türlü kakma ve çökertme tekniğiyle yapılan işçiliktir. Kakma işçiliği kalem adı verilen keskin olmayan gereç yardımıyla, çekiç darbeleriyle levha maden üzerinde desenler yapma tekniğidir. Kalem ustasına kalemkar denir. Levha üzerine önce serbest elle çizim yapan usta daha sonra levhayı kalem yardımıyla kazıyarak üç boyutlu çizim elde etmiş olur.

MİNECİ

Mine bir maden bezeme tekniğidir. Minecilik veya emayecilik, madeni bir cismin kısmen veya tamamen muhtelif renklerdeki camla kaplanmasıdır. Mine veya emaye, değişik tiplerde ve maden oksitleri tarafından renklendirilmiş camdır. Değişik maden oksitlerinin cam tozlarıyla karıştırılmasından ortaya çıkan bileşim, maden üzerinde istenilen yere doldurulur ve fırınlanır. Camın erime derecesinin, uygulandığı soy metalden daha düşük olmasından yararlanılarak yapılan süsleme tekniğidir. Günümüz mücevher endüstrisinde, çoğunlukla soğuk mine tekniği de uygulanmakta, cam yerine kimyasal boya kullanılmaktadır.

GÜHERSE

Güherse tekniği, levha metal üzerine maden küreciklerin yan yana kaynatılmasıyla elde edilen yüzey komposizyon tekniğidir. İlk örneklerine MÖ. 2500'de Mezopotamya'dan Akdeniz'e yayılarak bir Akdeniz üretim biçimi ve kuyum stili haline gelmiştir. Etrüsk takılarında da sıklıkla uygulandığı bilinmektedir. Bugün Türkiye dahil Akdeniz şeridinde yerel el işçiliği olarak örneklerine rastlanmaktadır.

OCAKÇI

Ocak, altın ve gümüş gibi madenlerin, grafit potalar içinde eritilerek tel veya levha (astar) haline getirdiği yerdir. Ürünün biçimsel özelliklerine göre hammaddenin üretime hazır hale getirilmesi aşamasıdır. Klasik yöntemde altın ve gümüşü eritmek için yüksek ısı gerektiğinden, ocakta taş kömürü kullanılır. Ancak günümüzde makine endüstrisinden faydalanılarak, gaz veya elektrikli fırınlarda bu işlem gerçekleştirilebilmektedir.

MÜBAYAACI

Değiş-tokuş anlamına gelen mübayaa aynı zamanda, has altın ve gümüş satılan yere verilen addır. Kuyumculukta kişi veya firmaların ellerinde bulunduruldukları maddi değeri olan külçeleri belirli bir ücret karşılığında saf metal ile değiştiren kişilere mübayaacı, bu işe ise mübayaacılık denir. Yanlış ayarlanmış madenler veya içinde istenmeyen artıklar bulunan alaşımlar mübayaacıya götürülerek saf metal ile değiştirilir. Mübayaacılar ise müşterilerden aldıkları karışık metalleri ifrazcı adı verilen ve saflaştırma (arıtma,rafineleme) işlemini yapan işletmelere ücret karşılığı temizletilir.

RAMATÇI

Ramatçılık gözle görülmeyen altın parçacıklarının yakma yada elektroliz yoluyla geri kazanılması işlemidir. Kuyumcu atölyelerinde altın işlenirken havaya, suya yada toza karışan parçacıkların oranı yüzde beşe kadar çıkabilmektedir. Atölyenin sermayesi madenin miktarı olduğundan, değerli maden kaybının aza indirilmesi adına bu yönteme ihtiyaç duyulmaktadır. Atölyelerden sağlanan atıklar önce yüksek ısıda yakılır. Daha sonra ortaya çıkan küllere, titan kazanlar içinde kimyasal işlem uygulanır ve bu sayede altın geri kazanılır. Son olarak dipte kalan çamur, gümüş ile birlikte bir potada yüksek ısıda eritilir. Böylece çamurdaki tüm metaller geri kazanılmış olur.

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.